Küçük, güneşli bir köyde, rengârenk çiçeklerle dolu kocaman bir bahçe vardı. Bu bahçede en çok koşturmayı seven beş yaşındaki Minik…

Uzak bir diyarda yoksul bir değirmenci ömrünü tamamlayınca, üç oğluna geride yalnızca bir değirmen, bir eşek ve irice, parlak gözlü…

Onat, korkusuzca karanlıkla yüzleşerek köyünü gölge fısıltılarından kurtarır ve ışığın karanlığa galip geldiğini kanıtlar.

Âsena ile Doruk’un aşkı, sabır ve ezgilerle dokunmuş bir halı gibi ilmek ilmek işlenerek kadim geleneklerin içinden doğup gökyüzü kadar yüce bir sevdaya dönüşür.

Minik Kırmızı, kurallara uyarak ve sabırla yarışmayı kazanır; sevgi, dikkat ve yardımlaşmayla yolların güzelleştiğini öğrenir.